Tart etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Tart etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Herkes Yemek Yapabilir, Fakat Sadece Korkusuzlar Mükemmeldir!

Dün gece türk kahvesi içtiğim için ne yazık ki sabah 04.00 gibi uyuyabildim sevgili okuyularım. Tabi uykusuz bir gecenin üstüne birde rüyamda "Hilton" tişörtü giymiş görmeyeyim mi kendimi?! Gözlerimi açtığımda içimde koskocaman bir ümit belirmişti. Bildiğiniz gibi ben Çırağanda çalışacağım. Hedeflerimden biri bu! Ama olsun değil mi? :) Hemen üstümü değiştim ve kahvaltı sonrası annemi ve Arzu'yu peşimde sürükleyerek EminÖnüne gittim. Klasik Pazartesi günü siparişlerimi (Çikolatalı ve Kestane Püreli Tart ve Frambuazlı-Limonlu CheeseCake) yaptım tabi ki. Yalnız bu sefer, her zaman kullandığım jöleyi kullanmadım. Aslına bakarsanız, bu seferki daha güzel oldu! Ötekisi sıcaktan eriyip etrafa saçılabiliyordu. Bugünki siparişimdeki jölem dimdik ayakta durdu diyebilirim :) Evet! Bundan sonra bu jöleyi kullanmalıyım! Siparişimi teslim ettik kızlarla ve her zamanki turumuzu atık. Alınacaklar alındı. Ivır zıvır torbalara koyuldu. Arada da annem beni son derece gereksiz bir kek kalıbı almaya yüz tuttuğum anda kolumdan tutup dükkanın kapısına doğru koşar adım yürüttü :). Görseniz, insanın içi nasıl gidiyor! Hani, açsınızdır ve dükkanın vitrininde çevirme piliç görürsünüz ( et yemeyen okuyucularım beni aforoz etmeyin- hani örnek verdim) ya da ayakkabı satan bir yerde o hayalinizdeki topuklu ayakkabı size bakarken ağzınız sulanır ya, hehhhh.. işte! bende tam öyle oluyorum. Ama gelin görün ki, okul parası biriktireyim derken bir yandan da mutfağa harcadıklarımı bir görseniz!!! Almadan da olmuyor ki kardeşim yani değil mi?! Malzeme olmadan nasıl yapacaksınız?! Haksız mıyım?.. Önümde 3 ay gibi bir zaman kaldı ve bu zaman zarfında bir şekilde okulun parasını çıkartmam gerekiyor. Ama inanın, eğer gerçekten içten istiyorsanız ve bunun için oturup televizyon seyretmek dışında gerçekten ama gerçekten çaba sarf ediyorsanız, bir şekilde size bir sürü yol açılıyor! İlk zamanlarda size söylemiştim. Bu hayatımın eksperimenti! Eğer ben başarırsam, siz neden başaramayasınız?! Girişimci olmak, korkusuz olmak ve çaba sarf etmek! Bırakın, insanlar sizi psikopat görsünler! Beni de eminim görüyorlardır!:) Daha okulun başlamasına zaman varken, gittim okulda giyeceğim terlikleri, pantolonu ve şapkayı aldım. Evet! Her gün karşılarına geçip seyrediyorum onları :). İlk hedef neydi; okula girebilmek! Eylül ayı geldiğinde A noktasından B noktasına varmış olacağım! Ratatouille'u ilk izlediğimde Chef Gusteau şöyle demişti; "Herkes yemek yapabilir, fakat sadece korkusuzlar Mükemmeldir!" Çizgi film ama bu sözü ilk duyduğumda tüylerim diken diken olmuştu. Bırakın önünüze binlerce engel çıksın! Anneme ilk söylediğim zaman; "Amaaannn napıcaksın pastacı olup! Ne gerek var şimdi?!" demişti bana. Size inanmayabilirler veya zorluklar sizi sarabilir. Fakat siz, kendinize inandığınız müddetçe onlar da size bir gün inanmaya başlıyorlar. Şu anda annem ve babam benim en büyük destekçilerim. Hır gürden kurtulduğunuzda, koltuğa uzanıp rahatça televizyon seyredecek siz olacaksınız! Neymişşşş?? Yapabileceğimize inanıyoruz! Sonrası geliyor zaten! Bugün akşam yemeğini fazla kaçırdım :). Diyetim bozuldu :) hmmppfhhhh.. Yarın mecburi salata yeme ve cici yapma günü :)
Bon Appetit!

Tarte Au Citron ve Çikolatalı Kestane Püreli Turtam

Parmağımdan dolayı bu hafta solak yaşamak zorunda kalmamdan bahsetmek istemiyorum sevgili okuyucularım fakat inanın nasıl zor bir şey bu anlatamam size. Kanadınız kırık gibi hissediyorsunuz :(. Ama tabi bendeki azminde yadsınamayacak derecede fazla olduğunu düşünürsek sizce koltukta sadece oturmam mümkün mü?Yoookkk!! :) Cuma günü, mis gibi kokan Fransız Usulü Limonlu Tart yaptım. Nam-ı değer Tarte Au Citron oluyor kendisi! Seviyorum şu fransızları napayım! Tam bir yaz tatlısı! Limon işin içine girince ekşi olur zannediyorsunuz fakat yanılıyorsunuzzzz! :) Tam tersi oluyor bu yavrucak. Geleneksel tart hamuru kullandım altına. Üstü ise, bir mayonez kasesinde limon suyu, limon kabuğu ve şekeri karıştırıyorsunuz. Üstüne küçücük bir miktar krema koyup karıştırmaya devam ediyorsunuz. Sonra 4 yumurta ve 3 yumurta sarısı arkadaşlar devreye giriyor. Hepsi bir sonraki adımda karışıp fırında güzelce pişmiş tartın üstüne dökülüyor ve yaklaşık 25 dakika boyunca fırında tekrar pişiyor. Üstünün fazla koyulaşmasını istemiyorsanız, folyo ile kapatıyorsunuz (Çok önemli bu, gözden kaçırmayın) fakat ben öyle yapmadım! Kızarık kızarık gözüken şeyler hep beni cezbetmiştir :). Sonuç; mükemmel! Cumartesi akşamı, annemlerin arkadaşları bizim evde mangal yaptı. Kadınlarla mutfakta toplanıp dedikoduya daldığımızı tabi ki tahmin edebiliyorsunuz. Bir ara ben limonlu tartımı alıp güzel bayanların önüne koydum. Bayanları görseniz, gurme gibidirlerdir. Yorumları acımasız da olur hani. Farkındaysanız subjelerim çoğaldı ve bu benim için çok mutluluk verici bir olay! Üstüne de tartıma bayıldıklarını söylediler mi?! Ohhh!! Bu sınavı da geçtin küçük hanım dedim kendi kendime. Ayrıca bu hafta yaşadığım en mutluluk verici olaylardan bir tanesi ise, Neslihan'ın siparişi hakkında bana attığı yüzümü güldüren e-mail'di. Neslihan, bana Çikolatalı ve Kestane Püreli Turta siparişi vermişti. Cuma günü elinde olması gerekiyordu. Ne olursa olsun, herşeyi zamanında yetiştirdiğim için bunda bir sorun yaşamadım elbet. Devamlı turta yapmaktan ellerim de bayağı alıştı doğruyu söylemem gerekirse. (El alışkanlığıııııııııııı..) Sevgili Neslihan, bir tek kırıntı bile kalmadığından bahsetmiş yazısında. O kadar çok mutlu oldum ki anlatamam. Siparişlerimin beğenilmesi ve bunun hakkındaki yorumlar beni daha da çok heyecanlandırıyor ve hayalime daha da çok bağlıyor. Bon Appetit!

Babamı Çıldırtan Limonlu Bademli Tart


İnanılmaz kötü başlayan haftayı düşürsek, bugün gerçekten en güzel gündü diyebilirim gönül rahatlığıyla. Yunustan pasta hakkında aldığım güzel haberlerin üstüne bazı iç açıcı telefonlar aldım. Öncelikle şunu belirtmem gerekiyor; pastada kullandığım pandispanya geleneksel pandispanyadan biraz daha değişik. Biraz daha fransız vari diyebilirim :)). Beni tanıyanlar bilir, fransız hayranlığım vardır. Hemde bayağı! Sevilmesi beni nasıl mutlu etti anlatamam. Bildiğiniz gibi kazandığım bütün para, okul fonuma gidiyor. Bu durumda hem maddi hem manevi içimde kıpır kıpır bir şey oluşuyor. Yaklaştın kızım.. Yaklaştınn... Bu yolda bana destek olan herkese milyonlarca kere minnettarım. Özellikle Yunus ve Uğur'a. Onların isimlerini belirtmezsem orta yerimden çatlayabilirdim :)) Gelelim bugünün tatlı mönüsüneeee! Sevgili kurabiye canavarı kıvamındaki babam için bir şey yapmak istedim. Kendisi hem hiçbir şeyi beğenmez hemde kritiklerinde üstüne yoktur. En sevdiği şey; hafif kekler! Mesela, limonlu ya da sade vanilyayı kek gibi. Beni de şaşırtıyor açıkçası. Kolay zannediyorsanız çok yanılıyorsunuz! Kekler kolay da, önümde sayamayacağım kadar tarif ellerimi kıpır kıpır ederken şimdi oturup limonlu kek mi yapacağım diye düşünmüyor değilim :). (Buşkocum bunları okurken içten içe kızmamanı temenni ediyorum ) Bende düşündüm, Limonlu ve Bademli Tart yapmaya karar verdim! Ohhh! İçinde 150 gr. badem içi, şeker, yumurta ve tereyağ olan bir içim su! Tabanında da un, şeker, tereyağ, bir tutam tuz, yumurta var. Muhteşem birleşimler öbeği! İçindeki bademin çokluğundan biraz badem ezmesini anımsayabilirsiniz yerken ama oldukça hafif. Fıstık gibi oldu cici tartım! Babamda güzelce çay eşliğinde yedi, bitirdi hatta süpürdü :). Mutfaktan süzülen koku benim içimi eritiyor resmen. Hele ki, benim gibi rejimdeyseniz!!! Bu işin en riskli yanlarından biri de bu! Evet! Kilo alıyorsunuzzzzzz.. Ben şişmanlamam falan demeyin. Alıyorsunuz işte! Lami cimi yok! :) Akşam mısır gevreğiyle doymak zorunda kaldım ne yazık ki. En son skinny kotlarım üstüme olmuyordu. Eh, küçük hanım rejime girmen lazım dedim kendi kendime. Şu anda halimi görseniz, tart bana bakıyor ve ben yan gözle tarta! İşkenceeeee.. Bon Appetit!

Bir Sevgili..Bir Dost..Hatta Çocuğunuz gibi

Turtaların şöyle bir güzelliği var; dağılmazlar, bulaşmazlar( benim kadar sakar değilseniz), göz alıcı ve inanılmaz lezzetlidirler. Bende yapmaktan nasıl keyif alıyorum bilemezsiniz. Elimde olsa her şeklini yapacağımı düşünüyorum. Bu hafta yine EminÖnü Duran Sandwich Restaurant'a siparişlerini götürdüm. Bu sefer değişiklik yapıp turta yaptım. Soğuk CheeseCakeler ışıkların altında ne yazıkki eriyip yıvış yıvış oluyorlar. Vitrin konseptine en dayanıklı tatlı olarak seçimim bu hafta cici turtalarım oldu! :)Kestane Püreli ve Çikolatalı Turta ardından Çilekli Turta yaptım. Görsel şölen diyebilirim :). Babam mutfakta gidip gelip saldırmamak için kendini zor tuttu :). Bende annem ve babam için minik çilekli tartaletler yaptım. "Bir yerleri şişmesin" denir ya :). Annem zaten hemen mideye indirdi bir tanesini. Serradan da siparişimi aldım, Çinden döndüğü gün ona Çilekli Turta yapıcam. Resimleri görünce bile çılgına döndü kendisi :). Pastacılık serüvenimde bazen kendimi inanılmaz kaybediyorum. Gerek mutfak alışverişinde gerek konuşmalarımda! Yanlış anlamayın! Obsesif değilim :). Fakat bugün garip bir suçluluk duyuyorum. Serra, aşırı heyecanlı olduğum için böyle olduğumu söyledi. Tatlılar, aldatmaz hatta oldukça dürüsttürler. Ona nüksettiğiniz hisle size bakarlar. Siz yemediğiniz sürece hiç bir yere gitmezler :). İçindekini bir fazla bir eksik koyduğunuz zaman kıvamları tutmaz. Aynı bir sevgili gibi sizi mutlu eder ya da bir dost gibi sırlarınızı paylaşır hatta çocuğunuz gibi ağlarken gülümsetir bazen. Sanırım en sevdiğim özelliği; gece yatağa yattığımda suratımda kocaman bir gülücük oluşması. Bu çarşamba yine kursum var. Daha değişik tatlılar öğreneceğim. Sadece kitaplardan öğrenecek halim yok ya! :) Mayıs ayında da stajıma başlayacağım. Ama nerede olduğunu şimdilik size söyleyemem :). Hep beraber göreceğiz zaten :). Profesyonel kursum için aylar var fakat ben resmen duvarlara çentik atıyorum :). Bana şans dileyin şimdiden sevgili okuyucularım. Bon Appetit!

Sipariş Kestaneli ve Çikolatalı Tartaletlerim






Geçen gün, liseden arkadaşım olan Bahar'ın arkadaşı Yunus Dalkılıç ile konuştum. ( Bu arada ismini blogumda yazacağım için beni mahkemeye vermeme garantisi de aldım :) ) Şirketinin başka bir kuruluşla yapacağı bir toplantı sonrası verilmek üzere küçük ciciler yapmamı istedi. Uzun telefon konuşmamızda tartaletlerin en güzel seçim olduğuna birlikte kanaat getirdik. Hem lezzettli hemde kişiye özel olmaları hepsini özel kılıyor diye düşündüm. Bugün teslim edeceğim tartaletler için sanırım başıma gelmeyen kalmadı. Kendisinin bunları okurken güleceğini tahmin ediyorum :). Dün gece aşırı baş ağrısıyla beraber mide bulantısı yaşadım! Sanırım arkadaşım Duygu'nun Wedding Shower'ında biraz üşüttüm. Kafein üstüne kafein alınca da böyle bir sonuç oluyormuş, bunu da öğrenmiş bulundum! Amacım dün gece hepsini bitirmek ve bugünde sabahtan teslim etmekti. Tabi çarşıdaki hesabın uymaması gibi benim planlarımda uymadı. Koltukta uyuya kalmışım. İşte planlı programlı yaşayan biri olarak böyle bir şey olunca sabahın köründe kalkıp cicilerinizi paşa paşa yapıyorsunuz. Minicik tartaletlerimi yaptıktan sonra üzerlerini bitter çikolata kırıkları ve minik çikolatalarla süsledim. Daha sonra presente etmek için, herbir tartaleti şeffaf kağıtlara sarıp kırmızı kurdele ile şekil yaptım :). Umarım beğenirler. Şimdiden Bon Appetit!

Eve Gelen Ziyaretçi





Bir süredir kafama koyduğum Bül Bül Yuvasını bugün hayata geçirme kararı aldım sabah diet kahvaltımın hemen arkasından. Kuru kuru yenilen light ekmeğin ardından nasıl güzel geleceğini bir düşünün. Çölde vaha görmek gibi! Bül Bül Yuvası bir nevi baklava. Yapılışı da aslında o kadar zor değil fakat el alışkanlığı istiyor ne yazık ki. Sadece Bül Bül Yuvasıyla kalırmıyım?!Üstüne bir de Çikolatalı Turta yapmam gerekiyordu. Bu düşüncelerle çevriliyken anneannem ve teyzem bize geldi.Offf! Ev bildiğiniz tımarhane. 4 kadın!! Binlerce şükür ki anneannem daha önceden bül bül yuvası yapmış. Melek kafama düştü :). Sadece bende şöyle bir huy var; ben mutfakta çalışıyorken başka kimsenin olmasını istemiyorum. Sabotajlara maruz kalmamak için başka da çarem yok sanırım. Fakat yine de anneannemin talimatlarına uydum. Çok usluyumdur. Benden daha fazla bilene sonsuz saygım var. Turtanın hamurunu yoğurdum. Hamur olayında bayağı yol gittim. Kendisi dinlenirken, ben başladım bül büllerimin hamurunu yoğurmaya. Cik Ciiikk sesleri beynimin içinde yankılandı :). Aynı anda iki işi yapmaya çalışıyorum dikkatinizi çekerim. Normalde hiç yapamam! Konsantrem hemen dağılır. Madem ki, pastacı olucam çookkk ilerlemeliyim çookk! Bir hamur dinlenirken öteki, öteki hamur dinlenirken ötekinin işlerini yaptım mı? Yaptım! Sevgili turtacığım dandik fırınımda pişti. Nasıl mı? Hiç sormayın! Hala fırın bakıyorum. Hatta aştım kendimi sanayi tipi ankastre fırın bile sordum bugün. Çalışanın teşvik edici konuşmasından sonra telefonu kaparken dudaklarımın büzüştüğünü itiraf etmem gerekiyor. Ne de olsa kursuma para biriktiriyorum ve harcama yapmamam lazım. Bu cümleyi kurmanın bile benim için ne demek olduğunu keşke bilseydiniz. Gerçekten bir şeyi bu kadar istememiştim hayatım boyunca. Ve bu istek beni gün be gün büyütüyor. Gelelim turta ve bülbülcüğüme.. Turta süper oldu! Hatta Arzu'ya test etmesi için verdim. Kapı önünde konuşurken ağzının etrafı çikolata içindeydi bile :)). Tabi arada yine annemin turtamın tam ortasına, neden olduğunu bilmediğim bir sebepten ötürü, parmak daldırdı!!Şaşırdınız mı? Ben yine avaz avaz bağırdım tabi."Hep bunu yapıyorsun anneeeee!!" Bül Bül Yuvam ise, açıkçası şahane oldu. Hamurları tam arka taraf gözükecek biçimde açtım. Bunuda bir baklavacıdan duymuştum. Horey!!! İşlem tamam! (Bir Çaaakkk anneme, bir Çaaakkk ta anneanneme.) Anneannem şeker hastası olmasına rağmen çaktırmadan 5 adet yemiş! Bunu da çıkarken itiraf etti. Ama günü en güzel olayı, Arzu'nun kendi KitchenAid Mixerini ben benimkini alana kadar bana vermesiydi!! Eve getirdim, amerikan bar'ımın üstüne koydum ve bir çatal bül bül yedim. Annem; "Aaagghh! KitchenAid!!" dediği anda, cevap vericem ya bende, nefes boruma bülbül lokması kaçtı!! Bildiğiniz kıvrandım! En son suratım kıpkırmızıydı! Ama gördüğünüz gibi hala burdayım ve hala en sakar insan olarak karşısınızda duruyorum :). KitchenAid bana göz kırpıyor :) Merhabaaaaa sevimli şeyyyyyy :)

Yaban Mersinli Tart Yapma Hırsım


Alman Pastası hüsranından sonra geceyi çöp kutusuna bakarak geçirmeme kararı aldım ve kolları sıvadım. Yeni aldığım kitaptaki tart tarifini deneyeyim dedim. Hamuru bir güzel açtım. Buzdolabında beklettim. Yalnız kursta öğrendiğimin aksine yumurta yerine su koydum hamurun içine. Deneyip görmem lazımdı. Aslına bakarsanız pek fark olmadı. Demek böyle de olabiliyormuş. Yaban mersinlerini pudra şekeri, un, limon suyu'yla karıştırdıktan sonra tartımın içine koydum. Üstünü de resimde gördüğünüz gibi kafes şeklinde yaptım. Bunları hamur kesme aletiyle 1 cm'lik aralıklarla kestim. Bununla da kalmadım tabi. Biraz daha süsleme yapmam gerektiğine kanaat getirdim. Kalan hamurdan 2 tane yaprak şekli kestim ve tam üstüne koydum. Ah, Görüntü harikulade oldu! Üstüne yumurtanın sarısını da sürdüm ve korkarak bozuk fırınıma güzelim tartımı koydum. Fırına koyduğum esnada saat gece 2.30 gibiydi. 40-45 dk. içinde pişecek tartımı beklerken masanın üstüne kafamı koydum ve ardından fırının saat sesine uyandım. Sefillik çektiğimi düşünüyorsanız, çok yanılıyorsunuz! Bundan inanılmaz haz alıyorum. Her ne kadar annem ertesi sabah yapmam gerektiğini söylese de, ben pişirmeden uyumayacağımı çok net cümleyle belirttim :) Tartımı fırından çıkartırken inanın hiç şaşırmadım. Yumurta sarısı olan yerler olması gerekenden daha çok pişmiş ve tabanı olması gerekenden daha az pişmişti. Yatmadan önce aldığım karar şuydu: Acilen yeni bir fırın almam gerekiyor!

Evrim Teorisi


Sonunda yeni mixerim geldi! Ne yazık ki Kitchenaid değil ama beni idare eder şimdilik. Geriye kaldı fırının değişmesine ama ona biraz daha var :). Bu arada ben psikopat gibi Kitchenaid mutfak robotunun fiyat takibinde yaşıyorum. İndirimde fiyatı 799Tl civarındaydı ve normalde 899Tl'ye satılıyordu. Bugün gördüğüm kadarıyla fiyatı 1.395Tl olmuş. Tüylerim diken diken oldu mu?! Tahmin bile edemezsiniz. Hani pahalı bir çift ayakkabı görürsünüz ve ağzınızın suları akar ya.. Kredi kartı size bakar, siz kredi kartınıza..Ve kazanan babanız olur!! İşte ben öyleydim! Kocaman alışveriş merkezinde istemediğiniz kadar dükkan varken ve Serra'yla sevdiğimiz dükkanlardan birinde dolaşıp kıyafet bakarken benim aklımdan "ayy..aşağı insekte ben Zwilling bıçaklara baksam" geçiyordu! İşte okuyucularım, bu bir evrimdir! Ve kıyafetlere şimdiye kadar ne kadar para yatırdığımı bir bilseniz, inanın ağzınız açık kalırdı bu değişimime!
Gelelim dün geceye.. Miskinliğim üstümdeydi. Akşam yemeği olarak patlıcanlı pilav ve esmer şekerli & dijon hardallı somon yapmıştım ki( biliyorum uyumsuzlar ama güzel oldu), Serra beni dışarı çıkartmaya niyetlendi. Limonlu Cheesecake yapacağım için mırın kırın etsem de çıkana kadar Cheesecake'i yapıp buzdolabına kaldırmıştım bile. Gece dinlenirse daha iyi olacak diye düşündüm. Harala gürele bir gecenin sonunda sabah 5:00'te eve geldik. Sabah kursum 10:00'da başladığı ve benimde dakikliğim sağolsun saat 8:00'de kalkmam gerektiğini unutmuştum. Sabah bir gözüm açık öteki gözüm kapalı kursa gittim. Bugün çok sevdiğim kurslardan biri olan çikolata kursu vardı. Açıkçası bugünki konular arasında en sevdiğim Çikolatalı Tart oldu. Hanımlar, özellikle muayyen günlerinizde kesinlikle öneririm! :))) Üstüne başka bir tatlı yemeseniz de olur. Ayrıca sevgili Limonlu, frambuaz joleli ve çilek süslemeli Cheesecake'im annemlerin arkadaş toplantısına gitti. Bağımsız test grubumdaki kişi sayısını arttırdım sonunda. Yarın sonuçları öğrenebileceğim :)
Kendimi zorlamaya ve değişik birşeyler yapmaya karar verdim. Bu haftaki yapacağım şeyler; kruasan, alman pastası, bülbül yuvası, çikolatalı tart, mousse ve sufle. Farklı bir şey gelirse sizinle paylaşacağım. Ama beni en çok heyecanlandıranlar; alman pastası ve bülbül yuvası. Umarım istediğim başarıyı elde edebilir ve mutfakta dans edebilirim :) Parmakları çapraz yapalımm.. :)

Einstein'in Apple Pie'ı


Küçüklüğümden beri Einstein hastasıyımdır. Hatta duvarımda bile 50x70cm ölçülerinde posteri vardı. Evet tam bir "geek show" diyebiliriz küçüklük yıllarıma:).Yıllar evvel Einstein'ın gençliğini konu alan bir film seyretmiştim. Ki ismini şu anda hatırlayamıyorum. Köpüklü bira keşfi ve ardından o muhteşem apple pie'lar ( Elmalı Tart). Ayrıntılarını anlatmayacağım çünkü filmi hatırlayanlar ne demek istediğimi bilirler:). Ağzı sulandıran apple pie'ların görünümlerine o zamandan beri bayılırım. Ha, severmiyim? Pek sevdiğim söylenemez aslında. Türkiyede genelde üstü açık çileki veya meyveli tart yapılıyor. Tamam, biliyorum çoğunuz seviyorsunuz ama ben o eski tarz alman alman kokan tartları çok seviyorum. Bunun üstüne bugün tart yapmayı denemeye karar verdim ve öğlen sularında fırından mis gibi kokusu geliyordu. Hamuru çok basit aslında şeker, süt, yumurta, yağ ( ki ben tereyağ kullanmayı tercih ediyorum her zaman), kabartma tozu ve vanilya karışımı. İlk önce hamurunu tuttum fakat sonrasında içine yağ koymadığım aklıma geldi. Süperim değil mi? :) Hadiii, tekrar hamuru açmaya koyuldum tabi. 2.ci sefer de başarılı oldum. Tart kalıbına yaydım ve içine tarçın, un ve tuz karışımına bulanmış elmaları bir güzel dizdim. Üstüne de biraz tereyağ..ohhhh :)) Ardından üstünü açtığım hamurun diğer yarısıyla kapattım. Bu ilk defa tart yapışım olduğu için kenarlarını katlamada biraz başarısız oldum ama yine görüntü fena olmadı. Hamur tam düşündüğüm gibi olmadı ama doğrusunu öğrendim sonunda. İleri ki günlerde acaip tartlar yapacağım. El alışkanlığı lazım işte. Hmmppffhh.. Olucak olucak daha çok çalışmalıyım! İşin en kötü tarafı mixerimin kendini benim için feda etmesinden sonra fırınımda da aksamalar oluyor bugünler de. Üst ve alt kısmı aynı derecede ısıtmıyor. Mutfakta halimi görseniz, resmen bir savaş alanı!! Tek saplı mixerle birşeyleri çırpayım mı yoksa bir ayağı toprakta olan fırınıma göz yaşı mı akıtayım.. İnanın bende bilemiyorum. Ama ne derler bilirsiniz büyük başarılar büyük zorluklardan sonra olur!! Üstüme beyaz aşçı ceketimi geçirdiğim günün akşamı pahalı bir şarap alıp içmeye karar verdim! :))

Rare Disease Day and the promises of personalized medicine

O ur daughter Ellen wrote the post that I republish below 3 years ago, and we've reposted it in commemoration of Rare Disease Day, Febru...