Pastacı Şefi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Pastacı Şefi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Kendinize İnanın!

Sevgili Okuyucularım, Bu sabah, daha kendime gelememiş bir vaziyette oturmuş çayımı yudumlarken kapı çaldı. Neyse ki gitgide iyileşmeye başlıyorum. Kargodan bana bir şey gelmiş. Acaba ne diye merakla paketi bir açtım ki, ne göreyim!! Hayatta en yakınım olan insan - Uğur Arcan- bana ta Amerikadan Pecan Cevizi yollamış!!! Pecan Pie daha önce yapmıştım biliyorsunuz fakat Pecan Cevizi Türkiyede bulunmuyor ne yazık ki! Tadı bizimkilere göre daha tatlı ve aynı zaman daha yumuşak. Bulamayacağımı anladıktan sonra normal yurdum ceviziyle yapmaya karar vermiştim bende benim güzelim pie'ımı. Oysa, bugün elime geçen muhteşem hediyem, bir anda içinde bulunduğum depresif ruh halimi aldı ve resmen çöpe attı. İnanın, bir gün pastacı şefi olmak için elimden gelen herşeyi yapıyorum fakat yanınızda size güvenen, sizinle gurur duyan, destekleyen ve takdir eden insanların olması o kadar önemli ki. Öyle büyük bir güç veriyor ki insana anlatamam. Mutluluktan ağladığımı itiraf etmeliyim size :). Hastalığım süresince mutfağa giremediğim ve koltuktan kalkamadığım için bende bol bol kitap okudum. Ders çalıştım. Yani, bir hastalık beni yatağa düşürebilir ama beni yıldırabilir mi?! Hiç sanmıyorum! Aynı atlet Marilyn King'in 1979 yılında trafik kazası geçirdikten sonra antrenman bile yapamayacak durumda olmasına rağmen sırf hayal ederek, videolar izleyerek ve gözünde canlandırarak olimpiyatlara gireceğine inanmasını ve gerçekten ikinci olarak girdiğini öğrendiğim zaman bende inanılmaz bir güç yeşertmiş olması gibi. Herşeyden önce inanmak!! Başaracağına ve senin olacağına inanmak! Yatıyorum ama görseniz hiç boş oturmuyorum. Durmadan ya tariflere bakıyorum ya da yapacağım şeyler hakkına bilgi topluyorum. Ne olduklarını öğreniyorum. Mesela; Temperleme ne demek? Çikolatanın küçük sırları nedir gibi. Tart ve Pie arasındaki farklar neler? Muffin çeşitleri neler?Amerikan versiyonu nasıl yapılıyor, İngiliz versiyonu nasıl yapılıyor gibi :) Gülmeyin. Gerçekten çalışıyorum. Unutmayın, Cyntia Kersey'nin "Engel Tanımayanlar" kitabında dediği gibi: Engel tanımaz olmanın uzman görüşleriyle, geçmişte kalan olaylarla, sanayi tarihiyle, yüksek zeka düzeyiyle çok fazla ilgisi yoktur. Sizi düşlerinizi gerçekleştirmeye iten zeka ya da mantık değildir; sezgi, düş gücü ve inançtır. İnanç öyle bir cesaret sağlar ki eleştirmen ve uzmanlar, sonuçları ağzı açık izlerler. Kendinize inanın! Diğerlerinin size inanmaktan başka çare bulamayacağı günler kendiliğinden gelecektir!
Bon Appetit!

Hayal Etmek Olacakların Öngörüsüdür!

Ben bir hayal kurdum. Biliyor musunuz, elimden gelen herşeyi yapıyorum. Her gün çeşit çeşit ürünler yaratmaya ve kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Bugün, geçen gün ısmarladığım Fransız Chef Ceketim ve Mantar Şapkam geldi. İkisi de siyah renkte! Hani fransız aşcılar genelde siyah giyiniyor ya (ya da ben siyah giyiniyorlar diye aklımda benimsedim :) ) , bende onlara özendim diyebilirim. Aslında arabayı almadan önce lastiğini almak gibi bir şey bu. Çok heyecanlı bir kişiliğimdir fakat heves olduğum pek görülmemiştir. Bir şeyi başaracağına inanmak, bunu çok istemek çok önemli insanın hayatında diye düşünüyorum.
Einstein der ki; "Hayal etmek olacakların öngörüsüdür".
İnanır mısınız, sırf bir gün "Chef Patissier" olacağımı çok içten ümit ettiğim için karşıma çıkan iş tekliflerini bile geri çeviriyorum. Sanki yolumda dikenli bir telmiş gibi direk burun kıvırıyorum. Babamla, Annemle, Serra'yla ve Arzu'yla bile durmadan "yok Donut nasıl yapılırmış, yok bugün kurabiye yapmaya çalıştım ama reçeteyi yanlış yazmış kitap" gibi konulardan konuşuyorum. Bazen acaba sıkılıyorlar mı diye düşünmüyor değilim. Akşamları sahip olduğum hamur işi, çikolata ve pasta kitaplarını çalışıyorum. Mantık yürütüp, en iyi nasıl yapacağımı düşünüyorum. Yanlarına notlar alıyorum. Pos-It'liyorum. İnanmayacaksınız ama rüyamda bile kendimi profesyonel mutfakta görüyorum beyaz üniformamla. Kendi kendime diyorum ki, şurada staj yapayım bir daha ki ay, ondan sonraki ayda şurada yapayım.. Sonra Profesyonel kursum bittikten sonra da süper bir yere girerim ve bir gün "Chef" ünvanını elde ederim. Yıllarca ne yapacağımı bilemeden herşeye elimi attım. Kıyafet tasarımları gibi çeşitli alanlara el attım. Aileden gelen bir şey olsa gerek dikişe elim yatkın. Annem, ellerimin sihirli olduğunu söylüyor. Bazen elime yüzüme bulaştırdığım reçeteler oluyor. Görseniz boğazımda bir şey düğümleniyor. Sonra kendi kendime diyorum ki, "Bu daha başlangıç küçük hanım, daha yolun başındasın! Hadi nefes al ve devam et! Engeller sadece körler içindir!" Neyse ki, çok şanslıyım ve bana destek olan harika insanlar var. Tereddütlerimi ve paniklemelerimi kenara bırakmamı sağlıyorlar. Eğer siz de bir şeyi başarmak istiyorsanız, sadece hayal edin! Unutmayın, gerçekten istediğiniz bir şeyin gerçekleşmemesi imkansız!.. Bon Appetit!

Herkese Çok teşekkürler

Sevgili Okuyucularım,
Sizlerden çok güzel tepkiler alıyorum gerek e-mail, facebook, twitter, mesaj ve yorum olarak. Şunu sanırım bir sürü kez daha belirteceğim ki, ben sadece pastacı olma yolunda bir öğrenciyim. Şu anda sadece devamlı amatör kurslara katılıp kendimi profesyonel kursa hazırlıyorum ki eğitimimde zorluk çekmeyeyim ve çok başarılı olayım. Dediğim gibi amacım bir gün çok iyi bir pasta şefi olmak. Beni takip eden iyi niyetli ve kötü niyetli herkese minnettarım. Kötü yorumlarınız bile okunduğumu bana ispatlıyor. Ve inanın çok seviniyorum. Beğenmiyorsanız lütfen okumayın! Ve hergün sayfama girmekten vazgeçin!
Bu blog'u yazmamın amacı ise, sizlere diğer blog siteleri gibi tarifler vermek değil. Hem daha ne biliyorum ki. Sadece gün be gün kendi gelişimimi ve amacıma doğru yolculuğumu sizlerle paylaşmak. Bu küçük serüvenimde bana destek olan herkese;tanımadığım kişilere, arkadaşlarıma, aileme özellikle şeflerime çok teşekkür ediyorum. Umarım sizin sayenizde hayatımda en çok istediğim şeyi, çok iyi bir pasta şefi, herkese ve hayata inat olacağım.
BON APPETIT! :)

Neden olmasın?


Kek yapmalıyım diye uyandığım bir gün benim için bugün. İnanır mısınız burnuma tarçın ve muz kokusu geldi. Apar topar ayağa kalkıp merdivenlerden neredeyse koşar adım çıkarken ayağım kaydı ve düştüm. Sanırım dünyadaki en sakar insanlardan biriyim. Annem dikkatsizliğimden olduğunu düşünüyor. Bu ne demek? Bu konu da özen göstermeliyim. Yoksa nasıl pasta şefi olacağım değil mi?! Kekimi fırına verdikten sonra başucu kitabı adı verdiğim kitabımı elime aldım ve kokunun yavaşça fırından gelmesini bekledim. Kitabı herkes tavsiye ediyorum. ( Adı: Sana bir sır vereyim mi?) Secret tarzında olan fakat roman ayarında yazılmış harikulade bir kitap. Kitapta diyor ki, istediğinizi elde etmek için ilk önce hayal edin! Hmmmm.. tamam bunu yaptım. -Mış, -Miş gibi yapmak lazımmış sırada. Yani istediğiniz şeyin tamamen sizin olduğunu hissedeceksiniz. Burası zor işte. Kitabı kucağıma koyup babamın suratına baktım. "Baba, ben Çırağanda pasta yapıcam!" dedim. Afallamış bir yüz ifadesiyle bana baktı. Son derece ciddi yüz ifademi takındım bende tabi karşılık olarak. "Hadi bakalım.." dedi ve bir sessizlik. Hayatımda bana en çok inanan kişiler annem-babam ve Serra olmuştur. Buna rağmen insanların içinde küçücük bile olsa şüphe kırıntısı olabilir. Ne, nasıl, ne zaman gibi sorular havada uçuşabilir. Kendime sorduğum soru şu; Neden olmasın?..
Kek kokusu yükseliyor. Şimdilik gitmem lazım.
Hava güzel ve Bebek'te güzel bir çay iyi gelecek :)

Rare Disease Day and the promises of personalized medicine

O ur daughter Ellen wrote the post that I republish below 3 years ago, and we've reposted it in commemoration of Rare Disease Day, Febru...