Hamur İşi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hamur İşi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

İnsan Bir Hayali İçin Kaç Hayalinden Vazgeçer?

Günlerim; Sabah yattığım koltuktan kalkıp kahvaltı etmeye çalışıp okula gidip, bütün dikkatimle dersleri dinleyip üstüne heyecandan ne yazacağımı şaşırdığım sınavlara girip, onunda üstüne eve gelip uyuyup ders gece yarısına kadar ders çalışarak geçiyor! Psikopatça mı? Kesinlikle sevgili okuyucularım!!! :) Normal olduğumu kim söyledi ki?! :) Ben ne zaman bu kadar hırslı oldum hatırlamıyorum bile aslında. İşin en komik yanı, okul hayatım boyunca uyuz olduğum bir öğrenci profiline bürünmemdir! "O nedir?" diyeceksiniz şimdi. Şöyle diyeyim size, hani 100 almayan ama 90 aldığında ağlayan tipler vardır ya! Hayatım boyunca anlayamamıştım bu tipteki arkadaşları ama gelin görün ki, sınavda bir hata yaptığımı görünce suratım düşüyor ve kahrediyorum hayatı kendime! :) Tamaaammmmm, biliyorum yazınca bana da komik geldi ama o anları görmeniz lazım. Serra'yı arayıp dünki sınavda bir tane hata yaptığımı ve 90 alacağımı ağlak bir sesle söylediğimde Serra kahkalara boğuldu!! Gülmeyinnn nolurrrr!!! :) "90" sayısını bir not olarak görmüyorum hele ki 8'li rakamlara kalbim dayanmaz herhalde! Mesela bugün "A la Carte Menü"yle boşluk doldurmalı alakalı bir soru gelmişti. Yani ne yapsam oraya bir şey yazamadım. Cümle kuramadım! Hale gel yani! Ne fiil, ne zarf, ne sıfat, ne de isim oraya oturmadı! :))) Oysa menü çeşitlerini çok iyi biliyorum. Ha inekler ha ben! Yakında sadece ot yersem ve mööölersem şaşırmayın sevgili okuyucularım. O soruyu yapamamak bana koydu tabi. Bende sorunun altına "A La Carte Menü" nün ne olduğunu yazdım. Hani boşluğu dolduramadım ya, bildiğimi bir şekilde belli edicem ya! :))) "Yenilmedim ayaktayım" mottosuyla hareket ettim diyebiliriz. :) Bugün ki dersimiz Tabak Sunumuydu. Okuldan çıkınca Starbucks'ta oturup kahvemi yudumlarken, evetttttt ders çalıştım!!!!! Teorik dersler bu hafta itibariyle bitti ve haftaya mutfağa giriyoruz! Nasıl heyecanlıyım bir bilseniz. O kokular ve hamurlar içinde kaybolmak istiyorum. Babam ve annemde bana süper bir süpriz yaptılar geçen gün. Hayalimin peşinden bu kadar azimle gitmemi destekleyerek, bunca zamandır delice istediğim ve her Esse'nin önünden geçtiğimde ağzımın suları akan KitchenAid Stand Mixer'ini bana hediye ettiler! Çılgına döndüm müü?? Offfffffff...! Hemde nasıl!!! Çocuklar gibi şendim! :)))) Zıpladım, hopladım hatta çığlıklar savurdum etrafa! :) Artık istediğim herşeyi yapabilirim!! Bana görgüsüz diyebilirsiniz ama insan istediği bir şeye kavuşunca bunu göklere bile yazası geliyor. Aynı aşık olduğunuzda önünüze çıkan herkese söylemek istediğiniz gibi. Düşünsenize harika bir duygu bu! Bu yolda bana destek olan ve hayallerini bir şekilde gerçekleştirmeye çalışan herkese binlerce kere teşekkür ediyorum!
İnsan bir hayali için kaç hayalinden vazgeçer?.. Ben hepsinden geçtim..
Bon Appetit!

Hayal Etmek Olacakların Öngörüsüdür!

Ben bir hayal kurdum. Biliyor musunuz, elimden gelen herşeyi yapıyorum. Her gün çeşit çeşit ürünler yaratmaya ve kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Bugün, geçen gün ısmarladığım Fransız Chef Ceketim ve Mantar Şapkam geldi. İkisi de siyah renkte! Hani fransız aşcılar genelde siyah giyiniyor ya (ya da ben siyah giyiniyorlar diye aklımda benimsedim :) ) , bende onlara özendim diyebilirim. Aslında arabayı almadan önce lastiğini almak gibi bir şey bu. Çok heyecanlı bir kişiliğimdir fakat heves olduğum pek görülmemiştir. Bir şeyi başaracağına inanmak, bunu çok istemek çok önemli insanın hayatında diye düşünüyorum.
Einstein der ki; "Hayal etmek olacakların öngörüsüdür".
İnanır mısınız, sırf bir gün "Chef Patissier" olacağımı çok içten ümit ettiğim için karşıma çıkan iş tekliflerini bile geri çeviriyorum. Sanki yolumda dikenli bir telmiş gibi direk burun kıvırıyorum. Babamla, Annemle, Serra'yla ve Arzu'yla bile durmadan "yok Donut nasıl yapılırmış, yok bugün kurabiye yapmaya çalıştım ama reçeteyi yanlış yazmış kitap" gibi konulardan konuşuyorum. Bazen acaba sıkılıyorlar mı diye düşünmüyor değilim. Akşamları sahip olduğum hamur işi, çikolata ve pasta kitaplarını çalışıyorum. Mantık yürütüp, en iyi nasıl yapacağımı düşünüyorum. Yanlarına notlar alıyorum. Pos-It'liyorum. İnanmayacaksınız ama rüyamda bile kendimi profesyonel mutfakta görüyorum beyaz üniformamla. Kendi kendime diyorum ki, şurada staj yapayım bir daha ki ay, ondan sonraki ayda şurada yapayım.. Sonra Profesyonel kursum bittikten sonra da süper bir yere girerim ve bir gün "Chef" ünvanını elde ederim. Yıllarca ne yapacağımı bilemeden herşeye elimi attım. Kıyafet tasarımları gibi çeşitli alanlara el attım. Aileden gelen bir şey olsa gerek dikişe elim yatkın. Annem, ellerimin sihirli olduğunu söylüyor. Bazen elime yüzüme bulaştırdığım reçeteler oluyor. Görseniz boğazımda bir şey düğümleniyor. Sonra kendi kendime diyorum ki, "Bu daha başlangıç küçük hanım, daha yolun başındasın! Hadi nefes al ve devam et! Engeller sadece körler içindir!" Neyse ki, çok şanslıyım ve bana destek olan harika insanlar var. Tereddütlerimi ve paniklemelerimi kenara bırakmamı sağlıyorlar. Eğer siz de bir şeyi başarmak istiyorsanız, sadece hayal edin! Unutmayın, gerçekten istediğiniz bir şeyin gerçekleşmemesi imkansız!.. Bon Appetit!

Eve Gelen Ziyaretçi





Bir süredir kafama koyduğum Bül Bül Yuvasını bugün hayata geçirme kararı aldım sabah diet kahvaltımın hemen arkasından. Kuru kuru yenilen light ekmeğin ardından nasıl güzel geleceğini bir düşünün. Çölde vaha görmek gibi! Bül Bül Yuvası bir nevi baklava. Yapılışı da aslında o kadar zor değil fakat el alışkanlığı istiyor ne yazık ki. Sadece Bül Bül Yuvasıyla kalırmıyım?!Üstüne bir de Çikolatalı Turta yapmam gerekiyordu. Bu düşüncelerle çevriliyken anneannem ve teyzem bize geldi.Offf! Ev bildiğiniz tımarhane. 4 kadın!! Binlerce şükür ki anneannem daha önceden bül bül yuvası yapmış. Melek kafama düştü :). Sadece bende şöyle bir huy var; ben mutfakta çalışıyorken başka kimsenin olmasını istemiyorum. Sabotajlara maruz kalmamak için başka da çarem yok sanırım. Fakat yine de anneannemin talimatlarına uydum. Çok usluyumdur. Benden daha fazla bilene sonsuz saygım var. Turtanın hamurunu yoğurdum. Hamur olayında bayağı yol gittim. Kendisi dinlenirken, ben başladım bül büllerimin hamurunu yoğurmaya. Cik Ciiikk sesleri beynimin içinde yankılandı :). Aynı anda iki işi yapmaya çalışıyorum dikkatinizi çekerim. Normalde hiç yapamam! Konsantrem hemen dağılır. Madem ki, pastacı olucam çookkk ilerlemeliyim çookk! Bir hamur dinlenirken öteki, öteki hamur dinlenirken ötekinin işlerini yaptım mı? Yaptım! Sevgili turtacığım dandik fırınımda pişti. Nasıl mı? Hiç sormayın! Hala fırın bakıyorum. Hatta aştım kendimi sanayi tipi ankastre fırın bile sordum bugün. Çalışanın teşvik edici konuşmasından sonra telefonu kaparken dudaklarımın büzüştüğünü itiraf etmem gerekiyor. Ne de olsa kursuma para biriktiriyorum ve harcama yapmamam lazım. Bu cümleyi kurmanın bile benim için ne demek olduğunu keşke bilseydiniz. Gerçekten bir şeyi bu kadar istememiştim hayatım boyunca. Ve bu istek beni gün be gün büyütüyor. Gelelim turta ve bülbülcüğüme.. Turta süper oldu! Hatta Arzu'ya test etmesi için verdim. Kapı önünde konuşurken ağzının etrafı çikolata içindeydi bile :)). Tabi arada yine annemin turtamın tam ortasına, neden olduğunu bilmediğim bir sebepten ötürü, parmak daldırdı!!Şaşırdınız mı? Ben yine avaz avaz bağırdım tabi."Hep bunu yapıyorsun anneeeee!!" Bül Bül Yuvam ise, açıkçası şahane oldu. Hamurları tam arka taraf gözükecek biçimde açtım. Bunuda bir baklavacıdan duymuştum. Horey!!! İşlem tamam! (Bir Çaaakkk anneme, bir Çaaakkk ta anneanneme.) Anneannem şeker hastası olmasına rağmen çaktırmadan 5 adet yemiş! Bunu da çıkarken itiraf etti. Ama günü en güzel olayı, Arzu'nun kendi KitchenAid Mixerini ben benimkini alana kadar bana vermesiydi!! Eve getirdim, amerikan bar'ımın üstüne koydum ve bir çatal bül bül yedim. Annem; "Aaagghh! KitchenAid!!" dediği anda, cevap vericem ya bende, nefes boruma bülbül lokması kaçtı!! Bildiğiniz kıvrandım! En son suratım kıpkırmızıydı! Ama gördüğünüz gibi hala burdayım ve hala en sakar insan olarak karşısınızda duruyorum :). KitchenAid bana göz kırpıyor :) Merhabaaaaa sevimli şeyyyyyy :)

Einstein'in Apple Pie'ı


Küçüklüğümden beri Einstein hastasıyımdır. Hatta duvarımda bile 50x70cm ölçülerinde posteri vardı. Evet tam bir "geek show" diyebiliriz küçüklük yıllarıma:).Yıllar evvel Einstein'ın gençliğini konu alan bir film seyretmiştim. Ki ismini şu anda hatırlayamıyorum. Köpüklü bira keşfi ve ardından o muhteşem apple pie'lar ( Elmalı Tart). Ayrıntılarını anlatmayacağım çünkü filmi hatırlayanlar ne demek istediğimi bilirler:). Ağzı sulandıran apple pie'ların görünümlerine o zamandan beri bayılırım. Ha, severmiyim? Pek sevdiğim söylenemez aslında. Türkiyede genelde üstü açık çileki veya meyveli tart yapılıyor. Tamam, biliyorum çoğunuz seviyorsunuz ama ben o eski tarz alman alman kokan tartları çok seviyorum. Bunun üstüne bugün tart yapmayı denemeye karar verdim ve öğlen sularında fırından mis gibi kokusu geliyordu. Hamuru çok basit aslında şeker, süt, yumurta, yağ ( ki ben tereyağ kullanmayı tercih ediyorum her zaman), kabartma tozu ve vanilya karışımı. İlk önce hamurunu tuttum fakat sonrasında içine yağ koymadığım aklıma geldi. Süperim değil mi? :) Hadiii, tekrar hamuru açmaya koyuldum tabi. 2.ci sefer de başarılı oldum. Tart kalıbına yaydım ve içine tarçın, un ve tuz karışımına bulanmış elmaları bir güzel dizdim. Üstüne de biraz tereyağ..ohhhh :)) Ardından üstünü açtığım hamurun diğer yarısıyla kapattım. Bu ilk defa tart yapışım olduğu için kenarlarını katlamada biraz başarısız oldum ama yine görüntü fena olmadı. Hamur tam düşündüğüm gibi olmadı ama doğrusunu öğrendim sonunda. İleri ki günlerde acaip tartlar yapacağım. El alışkanlığı lazım işte. Hmmppffhh.. Olucak olucak daha çok çalışmalıyım! İşin en kötü tarafı mixerimin kendini benim için feda etmesinden sonra fırınımda da aksamalar oluyor bugünler de. Üst ve alt kısmı aynı derecede ısıtmıyor. Mutfakta halimi görseniz, resmen bir savaş alanı!! Tek saplı mixerle birşeyleri çırpayım mı yoksa bir ayağı toprakta olan fırınıma göz yaşı mı akıtayım.. İnanın bende bilemiyorum. Ama ne derler bilirsiniz büyük başarılar büyük zorluklardan sonra olur!! Üstüme beyaz aşçı ceketimi geçirdiğim günün akşamı pahalı bir şarap alıp içmeye karar verdim! :))

Rare Disease Day and the promises of personalized medicine

O ur daughter Ellen wrote the post that I republish below 3 years ago, and we've reposted it in commemoration of Rare Disease Day, Febru...