Bitter Çikolata etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Bitter Çikolata etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Pompei Misali Bir Beyefendi

Şenlik ve cümbüş içinde geçen bir haftasonu, insanda biraz yorgunluk yaratıyor elbet fakat yıldırıyor mu? Tabi ki hayııııırrrrrr!!! :) Cumartesi akşamı sevgili kuzenim Umut ve dünya tatlısı yengem İldem'in evine davetliydik. Ondan önce de durağımız; Bostancı-Lunapark'tı! Şimdiye kadar hayalini kurduğum bir şey sonunda gerçek oldu! Çocuklar gibi heyecanlı bir vaziyette, Lady GaGa gözlüklerimle, lunaparktan içeri girdik ve neye binsek napsak acaba diye düşünürken hemen girişte duran mancınık tarzındaki şey dikkatimizi çekti! Yani ne diye bindiksek artık!!!!! 0_o Hayatımda bu kadar korktuğumu hatırlamıyorum. Bungee Jumping falan var ya, hikayeeee bunun yanında!! İndiğimde ayaklarım tutmuyordu! Çığlık atmaktan boğazımdaki karıncalanmayı söylemiyorum bile! :) Herşey bir deneyim işte! :)) Korku dolu anlar yaşadıktan sonra güzelce Umutlara gittik. İlk önce yemek olarak Pizza yapmaya karar verdim. Ne de olsa Umut'a sözüm vardı. Ne zamandır başımın etini yiyordu çocuk. :) Ohhh missssss! :) Temel Pizza hamurunu yapması aslında çok kolay. Bütün malzemesi; Un, Zeytinyağı, Maya, Tuz ve Su! Ta Taaaaa! Hamur güzelce yoğrulur. Eller yumuş yumuş ve balçıkımsı olur. Bunları yaparken Sous Chefim , bizimkilerin küçük prenses kızları, Nehir de bana yardımcı oldu. :) Küçük hanım bayağı da hamarat görseniz.. :)  Hamurlar yoğrulduktan sonra pompiş pompiş mayalandılar. 4 parçaya böldüğüm hanımlar şiştikten sonra gazları çıkartıldı ve şekilleri verildi. Olanaklarım, yeni evlerinde biraz sınırlı olduğu için az malzemeyle içini doldurduk tabi. Minik fırınımızda pişirmeye verdik. Normalde Pizzanın daha profesyönel fırınlarda pişmesi gerekiyor. Taş fırın olsa oyy oyyy' Ahhhhhh.. Teknoloji sen nelere kadirsin! I-pod yerine Gramafon'u tercih eden biri olarak biraz zor oluyor benim için tabi! :) Bu kadar yeterli miydi sizce? Nooo.. no.. nooooo! Üstüne içinden muazzam çikolata akan Çikolatalı Kekimi yaptım. Bu aslında çoğu restaurantta Sufle diye bize kakalamaya çalıştıkları bir tür tatlı. Çoğu yerde adı; Volcano olarakta dikte ediliyor. Şöyle söyleyeyim bayanlar ve beyler, aklınızı başınızdan alan küçük bir bey oluyor kendisi! :)) Bir kaşık aldınız mı? Yetmiyoooorrr! Hepsini bir çırpıda yiyesiniz geliyor! :) Tabi ben reçetedeki tariften biraz daha fazla Bitter Çikolata koyuyorum içine! :) Bu da aramızda sır kalsın! :)) Yaklaşık bir dakika içinde herkesin tabağı Çikolata lekeleriyle doluydu. Kekten geriye hiçbirşey kalmadı! :) Yeeeeyyy! Özellikle hanımlar, period dönemi için mükemmel bir tatlı!!!! :D Bu Pompei yanadağı kokan beyefendi, aynı Brownie mantığıyla yapılıyor aslında. Sufleyle alakası yok! Sufle, Creme Patisserie ( Pastacı Kreması) içeren bir yawrucak! :) Kekimizin yapım aşaması; Un, Şeker, yumurta sarıları, tam yumurtalar karıştırılıyor. Ardından erittiğimiz Tereyağ, Bitter Küvertürle harmanlanıp Un'lu ve Yumurtalı karışımımıza temperlenerek aktarılıyor. Offffffffff...!!! Dillere destan diyorum başka bir şey demiyorum size sevgili okuyucularım! :)) Sonuç ise çok fena! Sabah kalkıp tartıya çıktığınızda; tartıyla aranızda bir küfürleşme yaşıyorsunuz! Nitekim ben bunu, tam da bu sabah yaşadım! Ve üstüne kendimde sıkı yönetim ilan ettim!!! Ver elini Salata! Yani bir insan nasıl otla doyar anlamıyorum, inanın! Ne bu böyle?! Hani doyurmuyor da! "Aaaaa.. Ben gayet seviyorum salata yemeyi" diyenler var ya hani?! Yaaalaaannnnnnn!!! Var mı canım öyle bir şey?! Git sebze ye kardeşim yani! Öğlenleri zevk için salata yemekte ne demek?! Kimi kandırıyorsun bacım!! Ben, burda açlıktan duvarın boyasını yemeği düşünüyorum açıkçası! :) Hakkaten olabilir mi acaba?! 0_o
Bon appetit! :))

Bugün Bayram! Erken Kalkın Çocuklar!

Yine bir bayram yine şenlik edası derken Çikolatalar yapma fikri çok mantıklı geldi. Ehhhh! Gelen olur değil mi? Hali hazırda bu kadar şey yapıyorken, inanır mısınız sevgili okuyucularım, dışarıdan cici almak çok mantıksız geliyor bazen. Hani "Burada yapılmışı var!" demeyip, elleri buram buram endorfin kokan Bitter Çikolata ve, benim Çikolatadan saymadığım, Beyaz Çikolataya daldırmak en tembelce olmayan ve biraz da snob sayılabilecek bir davranıştı. Evet! Benim o! :)) Bitter Çikolata Ben Marie usülü eritildi, içine gizli tuttuğum esans koyuldu ve kalıbına döküldü. Tahmin edersiniz ki, fikirlerim çalınmasın diye ne yazık ki, bütün ayrıntıları böyle sosyal ortamlarda veremiyorum. :( Çubuk şeklinde olan çocuklarım buzdolabında dondular iyice. Onlar olurken ben hırsıma yenik düşüp Beyaz Çikolatayı erittim ve içine nane esansı koydum. Ardından pembe küçücük şekerlemeler koydum. Ne alaka diyeceksiniz ama inanın, yerken ağızda inanılmaz bir his bırakacağını tahmin etmiştim. Nitekim öyle oldu da! :) Bununla yetinmeyip Kakao Yağını erittim ve kırmızı gıda boyası ile eriyen yağa renk verdim. Kalıba pamukla bunu güzelce sürdüm. Üstüne de kendi enstantene şekerlemeli karışımımı koydum! Ohhhhhh!! Misssssssss!!! :) Yavrucakta buzdolabındaki yerini aldıııııııı!! HA HA HA! Sıra Karamel Dolgulu Bitter Çikolataya geldi. İlk önce Bitter Çikolatayı erittim ve kalıba doldurdum. Buzdolabında alt kısım donarken bende iç dolgusu olan karameli yapmaya başladım. Okulda katıldığım Workshopta gayet iyi yapmıştım ama en son evde tam bir hüsranla sonuçlandığı için açıkçası inanılmaz kaygılıydım! Şeker, Su ve Limonu koydum ve pişirmeye başladım. Olucak mı olmayacak mı diye dudaklarımın içini yedim, itiraf ediyorum! Sonunda kaygılarım boşa çıktı ve karamelcik tam istediğim kıvama geldi. TaTammmm! :) İşteeee bendeki süper akılla, çocuğu sıcak sıcak sıkma poşetine koydum! Bir baktım ki ne göreyim!!! Poşet yırtılmış!! Şansa bakın! Ve yine süper zeka - insan üstü beynimle elimle, dikkatinizi çekerim elimle, sıkma poşetini sıyırmaya çalıştım! Sol elimin işaret parmağının ve baş parmağının ateş kadar sıcak karamele değmesiyle gözlerim bir anda yaşardı ve ben yine mutfakta ve yine çığlık çığlığa moduma geçtim! Şansım var ki, bu sefer kesmedim! Yaktım!!!!! Direk elimi soğuk suya ardından buza ve sonrasında yanık kremiyle haşir neşir etsemde geçmedi. Şu anda hala parmağım su toplamış vaziyette! Şef, mutfağın beni çağırdığını söylemişti ama mutfağın bu kadar tutkulu beni çağırdığını tahmin etmemiştim doğrusu! Yaklaşık 2 saat kadar çocuklar gibi zır zır ağladım. Ardından duruma sinirlenip karamelide çöpe attım, kalıptaki içi doldurulmayı bekleyen Bitter Çikolatayı da! Zaten bir şeyim de normal olsun yani! :) Dolapta hazır olmuş çocukları çıkardığımdaki halimi görecektiniz sevgili okuyucularım, bir hava-i fişek gösterisi misali heyecan ve cümbüş içerisindeydim. Diyorum ya, işte o an, herşey unutuluyor! El yanması da, hüzünlerde, burukluklarda ve hatta başarısız olma ihtimali de unutuluyor! Kocaman bir gülümseme oluştu ve "Annnnneeeeeee, kızlarıma bak!!" çığırmaları mutfakta yankılandı. Her ne kadar babam, nane esanslı pembemtrak çikolatalarımı karidese benzetmiş olsa da, beni hiçbir şey yıldıramadı, yıldıramayacakta! :) Karides marides dedi ama hooopp mideye de indirdi hepsini! :)))
Offfff.. Canım çekti gece gece.. :) Diyet mi? Kim? Ne? Ben miii?? :)
Herkese İyi, Mutlu ve Bol Bol Cicili Bayramlar!!!
Bon Appetit!

Rare Disease Day and the promises of personalized medicine

O ur daughter Ellen wrote the post that I republish below 3 years ago, and we've reposted it in commemoration of Rare Disease Day, Febru...