Ayşe'nin Tatili etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ayşe'nin Tatili etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Ayşe'nin Tatili

Ayşe yaz tatilinde ananesinin yanına gelmiş. Ananesi bir köyde oturuyormuş. Ayşe şehirde oturduğu için hayvanları tanımıyormuş. Sadece kuşları, kedi ve köpekleri biliyormuş.

Ananesi Ayşe’yi sevgiyle kucaklamış. Ayşe’ye kalacağı odayı göstermiş. Ayşe çok yorgun olduğu için erkenden uyumuş. Ertesi sabah “Ü ürü üüüü” diye bir sesle uyanmış. Hemen ananesinin yanına gitmiş. Ananesi de elini yüzünü yıkamış gülerek ona bakıyormuş. Ayşe merakla sormuş:

— Ananecim bu ses de ne? Bu hayvan neden böyle bağırıyor?

Annanesi gülmüş Ayşe’nin sorusuna.

— Bu horoz yavrum. Onun görevi bizi sabahları erkenden uyandırmak demiş.

— Çok erken değil mi? Daha güneş bile uyanmamış, demiş Ayşe.

— Erkenden kalkınca gün daha uzun oluyor, işlerimiz kolayca bitiyor. Hem erkenden de uykumuz geliyor. Böylece erken yatıp erken kalkıyoruz, demiş Ayşe’nin ananesi.

— Ben evde erkenden yatmak istemiyorum anane, demiş Ayşe. Uykum gelmiyor ki!

— Bakalım bu gece erkenden uykun gelecek mi?

Bu sorunun cevabını Ayşe de merak ediyormuş.

Ayşe bütün gün ananesiyle kümesteki tavuklara yem vermiş. Yumurtalarını toplamış. Kuzuları sevmiş. Kırlarda koşmuş. Çiçekler toplamış. Ağaca tırmanmayı öğrenmiş. Meyveleri dalından koparmış. Bahçeyi süpürmüş. Kelebeklerin, uğurböceklerinin peşinden koşmuş. İnekleri, atları tanımış. Akşam olup da güneş batınca, ananesi bir güzel sofra hazırlamış. Ayşe o kadar acıkmış ki, hepsinden bir güzel yemiş.

Az sonra da uykusu gelmiş. Vakit henüz erkenmiş ama uyku gözlerinden akıyormuş. Yatağına yatmış ve mışıl mışıl uyumuş.

Rare Disease Day and the promises of personalized medicine

O ur daughter Ellen wrote the post that I republish below 3 years ago, and we've reposted it in commemoration of Rare Disease Day, Febru...